Admin Admin
Mesaj Sayısı : 1485 Kayıt tarihi : 16/08/08 Yaş : 46 Nerden : Köln-Almanya
| Konu: Sensiz Ölürüm Deme - Unutursun... Çarş. Tem. 08, 2009 11:21 pm | |
|
Yeni doğmuştun hatırlamazsın belki, en vazgeçilmezindi annen. Aldığın nefes, içtiğin su kadar kıymetliydi. İlk söylediğin kelimeydi hatta. O kadar ki değerliydi senin için. Sonra aşık oldun annene belki. Karşıkoyulamaz bir sevgi besledin içinde. Ta ki 7 yaşına kadar her gün yanındaydı. En büyük desteğin oldu. Düştüğünde seni kaldıran tek insandı. Ben annemsiz yaşayamam dedin.
Derken, ilkokul günlerin başladı. Ne kadar zor olsa da annenden ayrılıp, her gün yolunu tuttun okulun. Ağlamaklı olsa da gözlerin her sabah, yavaş yavaş alıştın onun yokluğuna. Hiç yanından ayrılmaz iken, şimdi günün 5-6 saatini başkalarına ayırdın. Hiç mi içten ağlamadın. Ağladın elbet. Hatta bunun dünyanın sonu olduğunu bile düşündün çocuk bedeninle.
Yavaş yavaş önemini yitirdi onsuz yaşayamayacağın annen senin için. Artık her ders farklılaşan sıra arkadaşların ve en önemlisi öğretmenin vardı. Annem de kimmiş, öğretmenim daha iyi bilir dedin herşeyi. Sabah uyanırken öğretmenin, akşam uyurken öğretmenin vardı aklında. Bu kez de öğretmenine aşık oldun belki. Tabi insan çocuk bedeni ile ne kadar bilebilirse aşkı… Artık öğretmenin olmadan yaşayamazdın. Ve bir de sıra arkadaşların…
Gün geçtikçe daha da büyüdü bedenin, her ne kadar aklın halen çocuk olsa da. Lise çağların başladı. Bu güne kadar çeşitli öğretmenlerin ve yüzlerce okul arkadaşın oldu. Hiç mi birine aşık olmadın. Elbette ki oldun… Hiç yanından ayrılmasını istemediğin, hatta dersinin bitmesini istemediğin öğretmenlerin oldu zamanında. Onlar da olmadan yaşayamazdın.
Asıl mesele ergenlik döneminde. Her ne kadar çocuk bedenin hızla gelişse de, aklın yavaş yavaş oturuyordu yerine. Ve bu zamanda adını koyamadığın ama her seferinde sırılsıklam aşığım dediğin insanlar çıktı karşına. Farklıydı bunlar senin için. Sokakta ip atladığın, okulda ders çalıştığın, sınıftan çıkmasını istemediğin öğretmenlerin gibi değildi belli ki. Soluduğun nefese benziyordu. Yokluğunda sanki nefes alamıyordun. Şuranda yani göğsünün sol tarafında bir burukluk, boğazında düğümlenmiş bir yutkunluk vardı sanki. Bu kez eminim diyordun. O olmadan yaşayamam…
Peki sonra… Sonra üniversiteye başladın, halen içinde lise aşkının bıraktığı bir kırgınlık vardı. Belki güler yüzlüydün ama içini kimse göremiyordu. Ne kankan ne hocaların ne de bir başkası anlayamazdı seni. Ben dünyadaki en mutsuz insanım diyordun. Etrafına baktın birden. Herkes el ele. Ve hatta hiç kimsenin umrunda değil sanki dünya. Anladın ya da anlamaya başladın herşeyi. Neden böyle olduğunu, aşkın nasıl birşey olduğunu. Hatta ders bile çalışmamaya başladın bir müddet sonra
Sonra okul hayatın bitti. Artık hayata atılmanın vaktinin geldiğini düşündün. Çocukların oldu boy boy. Hepsi bir birinden güzel çocuklar. Ve en önemlisi eşin… Onlar olmadan yaşayamam dedin. Haklıydın. Onlar olmadan gerçekten de yaşamanın bir anlamı yoktu.
Elbette ki seni hepsi sevdi bugüne kadar. Hepsinin içinde ayrı bir yeri oluştu. Ama unutma ki, yeri ve zamanı gelene kadar “Sensiz Ölürüm, Yaşayamam” deme, unutursun.
ALINTI
| |
|